(Alfabetik Ayaklı Zincirleme)

 

Hey ağalar bir dinleyin, ne günlere kaldık böyle

Hiç kimseye söz geçmiyor, sen ne söyler isen söyle

Derdimizi beyan etsek, tutuştursak birkaç föyle

Kaybolup gidiyor elbet, bir sürü Azman içinde

 

Azman çoğaldı ülkede; hukuk, yasa kalktı rafa

“Demokrasi budur” diye yutturdular bunca safa

Yoksul çöpten doyar oldu, hiç gelen yoktur insafa

Kısacası her konuda ülkemiz Buhran içinde

 

Buhran içinde vatandaş, ölür gider bu gidişle

Her gün başka operasyon, suçsuzları durma fişle

Fakire bir kuru ekmek, dişin kaldı ise dişle

Sonuncu olmamız yakın koskoca Cihan içinde

 

Cihan denen âlem bize nedendir ki oluyor dar

Utanacak yüzü olan elbette eder hicap, ar

Ne kaçacak yerimiz var, ne göçecek yerimiz var

Baş başa kalmışız artık; yılanla Çıyan içinde

 

Çıyan, yılan sömürürken “çok güçlü ülkeyiz” deriz

Ahvalimiz çırıl çıplak; milleti sanmayın keriz

Düşmanı besler büyütür, sonra yok etmek isteriz

Kendimizi avuturuz bir çakma Destan içinde

 

Destan ettiler Dünya’ya, zarar gördü öz hakkımız

Zengin yer biz yalanırız, nerde bizim göz hakkımız

Vergisini biz öderiz, neden olmaz söz hakkımız

Salonların güçlüleri, T(e)R(e)T(e) Ekran içinde

 

Ekran ekran haber olur, Cumhuriyet Savcıları

İçlerinden bazıları dersin “kafa avcıları”

Şeriatın hazırlığı, çoğu bunun tavcıları

Hukuk artık iki dudak, bir kuru Ferman içinde

 

Ferman gelmiş Padişahtan zehri içebilir isen

Deli Dumrul Köprüsünden gel geç geçebilir isen

Yanlış nedir, doğru nedir; sen seç seçebilir isen

Algı yönetimi ile halkımız Güman içinde

 

Güman düşmüş gönlümüze; kararsızlık haddinden çok

Ranta alışmış sermaye, hem çalışmaz hem karnı tok

Köylüm, çiftçim eker biçer yine bağrında saplı ok

Masrafını çıkaramaz; borçludur Harman içinde

 

Harman içinde borçlandık; hem Ağaya, hem de Beye

Kendimizi hep avuttuk; “Allah Kerim” diye diye

Bayram gelse yoksulumuz, gurbetten gidemez köye

Zenginimiz sahillerde, yüzer Ilıman içinde

 

Ilıman sahil, denizler görememek bize mahsus

Muhalife suç üretip, haydi yallah doğru mahpus

Sussan “haydi konuş” derler, konuşunca “konuşma, sus”

Bu gidişle patlayacak; insanlar İsyan içinde

 

“İsyan etme” derler düzen, “böyle gelmiş böyle gider”

Düşünmez ki Dünya halkı bu gülünç duruma ne der

Bu ülkede vatansever her ne yapsa bedel öder

Yandaş “ayaklı gasteler”, gezerler Janjan içinde

 

Janjan içinde yaşarlar, öz varlığı sata sata

Kimseye kızmayın beyler, en başından bizde hata

Paramızı pul eyledi, inanılmaz bir safsata

Ekonomi güme gitti, “Nas” durur Kur’an içinde.

 

Kur’an Hakk’ın kelâmıysa, neden yüksek bu faizler

Faizden maaş alıyor, faiz yiyor tüm vaizler

Eğitimin tekelini yönetmeye de haizler

Gemicikler beşer-onar demirler Liman içinde

 

Liman artık dar geliyor, kucak açar engin deniz

Zenginlere yalakaca övgü düzen çoktur aciz

Ozan olmak kolay değil, her sözü söylerim veciz

İçinde mücevher taşır, mercan var Mercan içinde

 

Mercan olmaz öyle her can, sır içinde sır gizlidir

Dizilmiştir nizamice, yüz tanelik nar gizlidir

Hiç kimseye kötü demem; çünkü namus, ar gizlidir

Peşin hükümlü insanlar her zaman Noksan içinde

 

Noksan demek boş laf değil, her insanın kusuru var

Yaşam denem mücadele, çalışmanın mansuru var

İnsan kapalı kutudur, bilinmez ne mahsuru var

Nice dertler gizli durur; görünmez Organ içinde

 

Organ her canlıya gerek, milyarlarca yıl ürünü

Doğal yaşama uymazsan, yok eder gider sürünü

Kimi göklerde uçarak, kimi sürünü sürünü…

Beden benliğini buldu, o kendi Öz can içinde

 

Öz can tatlı her canlıya, kolay kolay vazgeçilmez

Evren geniş gezegen çok, hayat var mı su içilmez

Dogmalara karnımız tok, bilime hudut biçilmez

Gün geçtikçe keşif olur, bazısı Pinhan içinde

 

Pinhan olmak; gizliliktir, yok olmak değildir asla

Keşfolmadık neler vardır, bulunmayı bekler halâ

Gelişmeye açık durur, bilim her değerden evlâ

Rahman mı zaman içinde, zaman mı Rahman içinde

 

Rahman korur kollar ise, zalimden korusun bizi

Savaşlarda, zulümlerde soldurmasın benzimizi

Tiranlara, Deccallara sanki veriyor tavizi

Mazluma iğne aratır, tonlarca Saman içinde

 

Saman parçacığı gibi, milyarlarca insanız biz

Herkes Hakk’ın bir parçası, damla damla olduk deniz

Hangi hakla birileri diğerini eder taciz

Bilmem kimi taşlayayım, bu kadar Şeytan içinde

 

Şeytan insanın nefsidir; kötüye kullanma sakın

Canlı hakkına girmezsen olursun sen Hakk’a yakın

Sözde inanan çok gördüm, harama ederler akın

Memleketim baştanbaşa kalırken Talan içinde

 

Talan edip hak yiyenler, az çalışıp çok yiyenler

“Ben güçlüyüm bir şey olmaz, sen kendine bak” diyenler

“Ben seçildim, ben atandım, her ne yapsam hak” diyenler

Nice boğulup gittiler, bir yağlı Urgan içinde

 

Urgan çiftçilere kalsın, gerisinden uzak olsun

İnsanlara ne kötülük, ne de gizli tuzak olsun

Çalışana ne iş kaybı, ne bekleme kızak olsun

Liyakat sahibi olan çalışsın Ünvan içinde

 

Ünvan sahibi bir kişi, hep gözetsin vatandaşı

Kimse üzülüp yanmasın, akmasın gözünün yaşı

Hiç kimseye fayda etmez, kardeş - kardeşin savaşı

Şöyle empati yapalım, o yüce Vicdan içinde

 

Vicdan edip her canlıya merhamet ile bakmalı

İnsan olan karanlığa bir mum olsa da yakmalı

Ölmek istemeyen insan birkaç eser bırakmalı

Kalmasın öz kültürümüz yer ile Yeksan içinde

 

Yeksan olmak; yer ile bir olarak kalmak demektir

Aydınlanmak; bir topluma verilen büyük emektir

Cehalet dediğin asıl cahilliğin bilmemektir

Bindebir’i anlasalar, kalmazdı Zindan içinde.

 

01.06.2025 – (8+8) - Ozan Bindebir